Küçük Yaşta İngilizce Eğitimi Doğru Mu?

Anadilin dışında bir dil daha bilmek artık günümüzün vazgeçilmezleri arasında yer alıyor.

İngilizce bilenler profesyonel hayatta diğerlerine göre bir adım daha ön plana çıkıyor. Tüm dünyada yabancı dil öğrenme yaşı hızla düşerken aynı zamanda da bu eğitimin çocukluk yaşlarında verilmesinin avantajları ve dezavantajları tartışılıyor. Birçok kişi erken yaşta dil öğreniminin daha kolay olduğunu savunurken karşıtları da bunun çocuk gelişimine istenmeyen etkilerinin olduğunu öne sürüyor. İngilizce ya da başka herhangi bir ikinci dil bilmek artık çağımızın gerekliliklerinden bir tanesi. 

Küçük Yaşta Eğitimin Avantajları

Bebekler doğduktan sonraki bir ay içerisinde yaklaşık olarak 200 farklı sesi algılama yeteneğine sahip. Bu seslerin hemen hemen hepsi ebeveynlerin, varsa bakıcıların ve etraftaki eşyaların seslerinden oluşuyor. Bebekler 24-30 aylık olduklarında ise anadillerinde dilbilgisi yönünden son derece basit ve anlamlı cümleler kurarak iletişime geçebilirler. Çocukların 5 yaşına kadar olan dönemde beyinleri bir sünger gibidir ve etrafındaki tüm bilgileri emmeye müsaittir. Bu süreçte dili hızlı ve ana dil telaffuzuna yakın bir konuşma elde etmektedir. Bu süreç içerisinde 3 yaşından itibaren ikinci dil öğrenmek için en ideal dönem başlamaktadır. Çocuklar 3 yaşına kadar anadillerinde kısmi bir şekilde tamamlanmış olan basit cümleler kurabilirler. Bu yaştan sonra ise ikincili kavrama yeteneği üst düzeyde olduğu için kısa sürede hızlı ilerlemeler elde edilebilir. Bu yaşta öğrenilen kavramlar aynı zamanda daha da akılda kalıcı olmaktadır. Çocukların hem kolay öğrenebilmesi hem de uzun süreli hatırlayabilmesi nedeniyle bu süreçte alınan eğitim son derece verimli olmaktadır. 

Küçük Yaşta Eğitimin Dezavantajları

Çocukların özellikle küçük yaştayken dikkatlerini toplamakta zorlanmaktadırlar. İlgi çekici herşeyin peşinden yatkın olan çocukların yabancı dil eğitimi için sürekli olarak dikkatini toplamaya zorlanması eğitimden soğumalarına ve dile karşı ön yargı geliştirmelerine neden olabilmektedir. Yaşanabilecek bu problem gelecekte de eğitimde zorlanmanın kapılarını açmaktadır. Ayrıca çocuğun her iki dili birden öğrenmeye çalışması bazı durumlarda zorluk yaşamasına ve hem anadilinde hem de yabancı dilinde yaşaması gereken gelişme sürecinin uzamasına ve daha zor algılamasına neden olabilmektedir. Bu durumun önüne geçilebilmesi için çocukların doğdukları andan itibaren her iki dili birden duyması sağlanmalıdır. Ancak her iki dilede eşit bir şekilde maruz kaldığı durumlarda çocuk her iki dili de tam anlamıyla öğrenebilir ve aksansız bir şekilde konuşabilir. Çocukların ikinci dilinde zorlanması anadilinide derinden etkiliyor ve sosyal hayatlarında da akranları ile iletişime geçmekten çekiniyor ve içe kapanık hale geliyor. Bunun yaşanmaması için çocuklara çok küçük yaşlarda dil eğitimi verilmemesi gerektiği birçok kişi tarafından savunuluyor.

Paylaş ve Yorum Yap
Hemen Ara